Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesine bağlı Sırrın Mahallesi’nde bulunan cem evi önünde bir araya gelen Alevi Kültür Dernekleri Şanlıurfa Şubesi üyeleri, tarihe kara leke olarak geçen Maraş Katliamını yaptıkları açıklama ile kınadı.Dernek üyeleri adına basın açıklamasını yapan Alevi Kültür Dernekleri Şanlıurfa Şubesi Dernek Sekreteri Mehmet Türkmen katliamı kınadığı açıklamasında “Maraş Katliamı, 19 Aralık ile 26 Aralık 1978'de Maraş'ta meydana gelen Aleviler'e, yönelik yapılan bir katliamdır. Yedi gün süren saldırılar sırasında resmi verilere göre 111 kişi öldürüldü. Aleviler'e ait 559 ev yakıldı, 290'a yakın iş yeri tahrip edildi.” İfadelerine yer verdi.Katliamda rol alan 68 kişinin hala bulunamadığına dikkat çeken Mehmet Türkmen şu ifadelere yer verdi:“23 yıl süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1-24 yıl arasında hapis cezası aldı. Katliamda önemli rol oynayan 68 kişiye ise ulaşılamadı. 12 Eylül faşist darbesine sebep olan katliamlardan biri olarak kabul edilen Maraş’ta ki bu Alevi katliamını devlet günlerce sadece seyretti. Tıpkı, Çorum’da, Gazi’de ve Madımak’ta seyrettiği gibi. Devlet, 46 yıl önce Alevilere karşı işlenen suçları günlerce seyretti. Üzerinden neredeyse yarım asır geçmesine rağmen, gerçek suçlular asla cezalandırılmadığı gibi Aleviler hala kurbanlarının mezarlarını bulamadı. Alevi hukukçular tarafından mezar yerlerinin açıklanması için Genel Kurmaya yazılan sayısız dilekçeler cevapsız bırakıldı. Aradan 46 yıl geçmesine rağmen Maraş’ta tam olarak gerçekte kaç kişinin yaşamını yitirdiğini hala bilmiyoruz. Binlerce insanın göç etmek zorunda kaldığı böyle bir katliamda ceza alan saldırgan sayısı hala açıklanmıyor. O günden bugüne katledenleri seyretme politikası halen devam etmektedir. O günden bugüne İktidarlar değişiyor, yeni yasalar yeni kanundan çıkarılıyor ama kandan, gözyaşından ve inkar politikalarından beslenen zihniyet asla değişmiyor. Dün bu topraklarda yaşanan bu katliamların aynısı bugün de yaşatılmak istenmektedir. Suriye’de başta Aleviler olmak üzere halklar ve inançlar, selefi-cihatçı terör gurupları tarafından katliama uğramakta ve soykırım tehdidi ile biat etmeye zorlanmaktadır.
Biz buradan ilan ediyoruz ki Suriye’de yaşanan ve yaşanacak olan katliamlardan, onlara destek veren devletler ve Türkiye hükümeti sorumludur.Akp hükümetinin Emevi Camiinde namaz kılma sevdası İçeride ve dışarıda Alevilere yönelik en açık katliam tehdididir. Çünkü; Emevi Camii İmam Hüseyin’i Kerbela’da kesilen başını getirdikleri Camiidir. Akp hükümetinin katliamlar öncesi ibadethaneleri sembolize etmesi yeni bir şey değildir. Bu akıl 12 Eylül aklıdır. Çünkü biz bunu 46 yıl önce burada, Maraş’ta da gördük. Hatırlayalım, Maraş’ta Camilerden anonslar yapılarak, "Oruç tutmak, namaz kılmakla hacı olunmaz. Bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır. Bütün din kardeşlerimiz; hükûmete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklanmalıdır! Çevremizde bulunan Alevileri ve CHP'li Sünni imansızları temizleyeceğiz!" denmiştir. Ayrıca Alevilerin Camilere bomba attığı iftiraları da atılmıştır. Daha sonra bunun bir 12 eylül ağabeylerinin aklı olduğu ortaya çıksa da devlet destekli katiller tarafından Aleviler katledilmiştir. Alevileri tanıyanlar iyi bilirler ki, biz ne bir cana zarar veririz ne de herhangi ibadethaneye saygısızca yaklaşırız. Kandan ve gözyaşından beslenenlerin, inançların ve kimliklerin ayrıştırılmasından siyasi rant devşirenlerin demokrasiden anladığı tek ölçüt, Müslümanların ibadethanesi olan Camilerin hoparlöründen atılan iftiralardan medet ummak, Emevi camiinde namaz kılmaktır. Asıl bölücülük budur. Asıl demokrasi ve eşitlik karşıtlığı budur. İnsanlığın varlığı boyunca bir arada yaşayan halkları ve inançları birbirine düşman etmek Muaviye aklıdır. Ve Aleviler dünyanın neresinden olursa olsun bu çeşit katliamların karşısında ve mazlum halkların yanında olacaktır. Maraş katliamını unutmadık, hiçbir katliamı da unutturmayacağız.
Buna sessiz kalmayacağız!Biz Aleviler olarak diyoruz ki;Bizi depremde göçük altında bırakanlarla, katledenler aynı zihniyetten beslenenlerdir. Maraş’ta günlerce göçük altında kalanları, bir gecede tüm hayatları yerle bir olanları, 2 sene geçmesine rağmen hala yaşamları normale dönmemiş canları ve elbette bir mezar yeri bile olmayan canları asla unutmadık ve unutmayacağız. Cümlesinin acısı acımız, yoksulluğu yoksulluğumuzdur. 6 şubatta uzattığımız kardeşlik elini daima uzatmaya devam edeceğiz.”
Biz buradan ilan ediyoruz ki Suriye’de yaşanan ve yaşanacak olan katliamlardan, onlara destek veren devletler ve Türkiye hükümeti sorumludur.Akp hükümetinin Emevi Camiinde namaz kılma sevdası İçeride ve dışarıda Alevilere yönelik en açık katliam tehdididir. Çünkü; Emevi Camii İmam Hüseyin’i Kerbela’da kesilen başını getirdikleri Camiidir. Akp hükümetinin katliamlar öncesi ibadethaneleri sembolize etmesi yeni bir şey değildir. Bu akıl 12 Eylül aklıdır. Çünkü biz bunu 46 yıl önce burada, Maraş’ta da gördük. Hatırlayalım, Maraş’ta Camilerden anonslar yapılarak, "Oruç tutmak, namaz kılmakla hacı olunmaz. Bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır. Bütün din kardeşlerimiz; hükûmete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklanmalıdır! Çevremizde bulunan Alevileri ve CHP'li Sünni imansızları temizleyeceğiz!" denmiştir. Ayrıca Alevilerin Camilere bomba attığı iftiraları da atılmıştır. Daha sonra bunun bir 12 eylül ağabeylerinin aklı olduğu ortaya çıksa da devlet destekli katiller tarafından Aleviler katledilmiştir. Alevileri tanıyanlar iyi bilirler ki, biz ne bir cana zarar veririz ne de herhangi ibadethaneye saygısızca yaklaşırız. Kandan ve gözyaşından beslenenlerin, inançların ve kimliklerin ayrıştırılmasından siyasi rant devşirenlerin demokrasiden anladığı tek ölçüt, Müslümanların ibadethanesi olan Camilerin hoparlöründen atılan iftiralardan medet ummak, Emevi camiinde namaz kılmaktır. Asıl bölücülük budur. Asıl demokrasi ve eşitlik karşıtlığı budur. İnsanlığın varlığı boyunca bir arada yaşayan halkları ve inançları birbirine düşman etmek Muaviye aklıdır. Ve Aleviler dünyanın neresinden olursa olsun bu çeşit katliamların karşısında ve mazlum halkların yanında olacaktır. Maraş katliamını unutmadık, hiçbir katliamı da unutturmayacağız.
Buna sessiz kalmayacağız!Biz Aleviler olarak diyoruz ki;Bizi depremde göçük altında bırakanlarla, katledenler aynı zihniyetten beslenenlerdir. Maraş’ta günlerce göçük altında kalanları, bir gecede tüm hayatları yerle bir olanları, 2 sene geçmesine rağmen hala yaşamları normale dönmemiş canları ve elbette bir mezar yeri bile olmayan canları asla unutmadık ve unutmayacağız. Cümlesinin acısı acımız, yoksulluğu yoksulluğumuzdur. 6 şubatta uzattığımız kardeşlik elini daima uzatmaya devam edeceğiz.”