Mehmet Zeki Sekin, AA muhabirine, oğlunun acısını yüreğinde taşıdığını dile getirdi.Evladının Elazığ'da geçen çocukluk yıllarında tarım işlerinde çalıştığını anlatan Sekin, şöyle konuştu:"Çocukluğunda da korkusuzdu. Korku nedir bilmezdi. Çok çalışkandı. Köyde sulama işlerine giderdi, kayısı işlerdi. Davarları otlatmaya götürürdü. Bekçi amcası Mevlüt vardı, onun kıyafetlerini giymeye çalışırdı, onu örnek alıyordu. Azimle çalıştı, 19 Mayıs Polis Meslek Yüksekokulunu kazandı. Kazandıktan sonra ilk görev yeri Kilis'ti, sonra Bingöl, oradan da İzmir'e atandı. Yaklaşık 14 yıldır İzmir'deydi, 8 yıldır da adliyenin önünde görev yapıyordu."

"Hiç Ölmemiş Gibi..."
Oğlunun şehit olduğu gün Aydın'da böbrek taşı ameliyatı olduğunu aktaran Sekin, o günü şöyle anlattı:"Hastanede böbrek taşı ameliyatı olmuştum. Ameliyattayken olay oluyor. Sonra beni servise alıyorlar. Televizyon açıktı. İzmir Adliyesinde olay olduğu haberleri vardı. Bir şehidimiz var, ismi de Fethi diyordu, soyadını öğrenmemişlerdi. Ben onu duyduğumda yakarmışım, kendimden geçmişim. Gözlerimi açtığımda odada dolu insan vardı. Valisi, emniyet müdürü, belediye başkanı, herkes burada. (Fethi) Gözlerini dünyaya ilk açtığı zaman ben vatani görevim için Ankara'daydım, son kapattığında da ameliyattan yeni çıkmıştım. Hem doğumunda hem ölümünde yanında bulunamadım. Cenaze törenine de katılamamıştım. Bunun üzüntüsü halen devam ediyor. Hiç ölmemiş gibi..."