“Cumhuriyetin En Büyük Emekli Zamı Bizde Oldu”
Emeklilere Cumhuriyet tarihinin en büyük maaş zammını yapan Milli Görüş'ün temsilcisi Yeniden Refah Partisi olarak, emeklilerimizin derdiyle dertlenmeye devam ediyoruz.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun araştırmasına göre, Temmuz ayında açlık sınırı 20.776 liraya, yoksulluk sınırı ise 62.302 liraya yükseldi.
Böyle bir ortamda;
Açlık sınırının çok altındaki maaşlarla adeta süründürülen emeklilerimizin en düşük maaş alanları Temmuz itibariyle ayda 12.500 liraya yükseldi, diğerleri ise sıfır artışla karşı karşıya kaldı!
En düşük emekli aylığının asgari ücrete endekslenmesi gerekirken açıklanan bu rakam büyük bir hayal kırıklığı oluşturdu.
Yapılan 2.500 TL tutarındaki artış, %25’lik bir iyileştirmeye denk gelse de, zammın yapıldığı 10.000 TL'lik taban rakamı çok sembolik bir tutardır.
10.000 TL ile geçinemeyen emeklilerin 12.500 TL ile geçinmesini beklemek, ya bir akıl tutulmasıyla ya da milletin derdinden derin bir kopuşla açıklanabilir.
Geçen yıla göre vergiler %120 ile %200 oranında artırıldı. Temmuz ayında konut kiralarına %65 oranında zam yapılmasının önü açıldı. Elektriğe %38 oranında zam yapıldı. Gıda fiyatları ise kontrol edilemez bir durumda. TÜİK enflasyonu dahi yıllık %75 seviyesinde seyrediyor.
Böylesine bir ekonomik ortamda emeklinin 12.500 TL ile yaşamını sürdürmesini beklemek ve bu zammı bir müjde olarak sunmak, adeta emeklilerin verdikleri bu zamlardan memnuniyet duymalarını ummak, büyük bir yanılgıdır.
Yıllarca ülkemizin kalkınması ve refahı için çalışan, yaşlılıklarında rahat etmek üzere yeterince prim ödemiş olan emeklilerimize, hükümetin yıllardır süregelen ekonomik başarısızlığının faturasının ödetilmesi asla kabul edilemez.
Mevcut iktidar, tüm uyarılarımıza rağmen, 14 Mayıs seçimleri öncesinde imzalanan mutabakat metnine rağmen; uygulamakta oldukları borç-faiz-zam-vergi ekonomisi nedeniyle ödedikleri faizlerin, kamudaki israfın, imtiyazlı holdinglere yapılan milyarlık garanti ödemelerinin ve yapılan vergi muafiyetlerinin acı faturasını bugün emeklilerimize ödetmektedir.
Bu büyük bir adaletsizlik ve haksızlıktır.
Emeklilere reva gördükleri bu cüzi maaş zammının sebebini “Orta Vadeli Program’a bağlılık ve bütçe disiplinini sağlama” olarak ifade ediyorlar.
Biz de bütçeye maliyetinin 33,2 milyar TL (1 milyar Dolar) olduğunu açıkladıkları bu zammın;
- Bu sene yapılacak 8,34 trilyon TL (253 milyar Dolar) vergi tahsilatının binde 4’üne,
- Bu sene yapılacak 2,65 trilyon TL (80,3 milyar Dolar) borçlanmanın yüzde 1,23’üne,
- Bu sene yapılacak 1,25 trilyon TL (38 milyar Dolar) faiz ödemesinin yüzde 2,6’sına,
- Bu sene bütçeden yapılacak 1,65 trilyon TL vergi muafiyetinin yüzde 2,3’üne,
- Bu sene imtiyazlı holdinglere yapılacak 162 milyar TL garanti ödemesinin beşte birine tekabül ettiğini hatırlatıyoruz.
Emeklilere, topladığı vergilerin binde 4'ü kadar zam yapan ve 5 tane holdinge bir yılda yaptığı garanti ödemesinin beşte biri kadar zam yapan bir hükümetin, bütçe yükü gibi mazeretlere sığınmasını asla kabul etmiyoruz.
Bununla birlikte, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’i, kamuda çift maaş alanların haklarını savunduğu kadar emeklilerimizin de haklarını savunmaya davet ediyoruz.
Emeklilerimize reva görülen bu haksız ve adaletsiz tutumdan acilen geri dönülmelidir.
Yeniden Refah Partisi olarak hükümete;
En düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine yükseltilmesi ve ödenen prim gününe göre emekli maaşlarının artırılması hususundaki çağrımızı yineliyoruz.
Emekliler, AK Parti iktidarında 22 yılda 249 simit kaybetti:
AKP döneminde emeklinin sofrası küçüldü.
Emekli, 22 yılda 914 bardak çay, 249 adet simit, 20 kilogram zeytin ve 13 kilogram peynir kaybetti.
Sayın Cumhurbaşkanı, emeklilere enflasyon oranının üzerinde zam yapıldığını öne sürse de emeklilerin alım gücü, AK Parti döneminde hiçbir dönemde olmadığı kadar eridi.
AK Parti’nin iktidara geldiği Kasım 2002’deki fiyatlar ile Temmuz 2024’te market raflarındaki ve fırınlardaki fiyatlar karşılaştırıldığında, yıllarca bu ülke için çalışan emeklilerin nasıl yoksullaştırıldığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
Cumhurbaşkanı, Meclis’teki açıklamasında 2002’de 66 TL olduğunu iddia ettiği en düşük emekli aylığını bu ay 12.500 TL yaptıklarını söyledi. Ancak Erdoğan’ın söylediği 66 TL aylığı çok az sayıdaki BAĞ-KUR tarım emeklisinin aldığı bir maaş türüdür.
2002’de en düşük SSK emekli aylığı ise 216,4 TL idi.
Dolayısıyla, 2002’de emekliler en düşük emekli aylığı ile 20 kuruş olan simitten 1.082 adet yiyebiliyordu. Ancak son yapılan zamla 12.500 TL olan en düşük emekli aylığı, bugün yalnızca 833 adet simite karşılık geliyor. Erdoğan’ın gururla anlattığı tabloda emekliler tam 249 adet simit kaybetti.
Benzer hesaplamayı çay-simit hesabının diğer ayağı için yaptığımızda emeklilerin içebildiği çay miktarı 914 bardak azaldı.
2002’de 216,4 TL ile geçinen emekli 2.164 bardak çay içebiliyordu. Bugün ise 10 TL’ye bir bardak çay bulabilen emekli, artık sadece 1.250 bardak çay içebiliyor.
TÜİK verilerine göre, 2002’de 216,4 TL ile tanesi 20 kuruş olan ekmekten 1.082 adet alınabiliyordu. 2024’te ise 12.500 TL, 1.041 ekmeğe karşılık geliyor.
- AK Parti’nin 22 yıllık iktidarında, en düşük emekli maaşının alabildiği et miktarı 24 kilogramdan 20,8 kilograma indi.
- Aynı dönemde emeklinin sofrasına koyabildiği zeytin miktarı 20 kilogram, beyaz peynir miktarı ise 13 kilogram azaldı.
Bugün Türkiye, kısa bir koalisyon döneminde dahi emekliye ve emekçiye refahı getiren Milli Görüş iktidarını bekliyor.
Yeniden Refah Partisi olarak, Milli Görüş ruhuyla işbaşına geleceğiz ve ilk işimiz paylaşımda adaleti sağlayarak dar gelirlinin refah seviyesini artırmak olacak!
“EMEKLİ VE DAR GELİRLİ PERİŞAN”
Emekliler ve dar gelirliler perişan haldeyken diğer taraftan:
- Savurganlık hız kesmiyor: 370 milyonluk yolu tamamlamak için 11 milyarlık ihale:
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yaptırdığı ve 2022’de bitmesi gereken ‘Antalya Gazipaşa Bölge Hududu’ yolunun yapımı için 2017’de 369 milyon 997 bin lira ödendi. Ancak yol bitmeyince bu yıl “İkmal” ihalesi yapıldı ve maliyet tam “11 milyar 562 milyon 913 bin TL” oldu. Aradan geçen 7 yılda maliyet 31 katına çıktı!
- KÖİ kapsamında bu yıl 162 milyar liralık garanti ödemesi alacak 20 inşaat firmasından 8’inin 2023 yılında hiç vergi ödemediği ortaya çıktı!
Bazı firmalar hem 2022’de hem de 2023’te hiç vergi ödemedi. Bu konuyla ilgili muhalefetin Meclis’te sunduğu araştırma önergesi de iktidar kanadının oylarıyla reddedildi.
“EMEKLİYE VE DAR GELİRLİYE GELİNCE YOK”
Emekliye ve dar gelirliye yok, ama imtiyazlılara çok…
İktidar, 31 Mart seçimlerinde yaşadığı ağır hezimette ülkenin yüzde 70’inde belediyeleri kaybettikten sonra, belediyelerin SGK prim borçlarını hatırlaması, muhalefete ve kendilerine oy vermeyen seçmene açık bir yaptırımdır. İktidar, kendisine oy vermeyen seçmeni ve muhalefet belediyelerini cezalandırmak istiyor. Yıllar boyunca AK Partili belediyelerin yaptıkları borçlar, belediyeler el değiştirince tahsil edilmeye başlanıyor.
Kamu alacağının tahsiline elbette kimsenin itirazı olamaz. Ancak önemli olan, kamu zararını gidermek için gösterilen hassasiyetin tutarlı ve samimi olmasıdır; çifte standart içermemesidir. 20 yıldır SGK alacağını AKP’li belediyelerden tahsil etmeyip göz yumanların, belediyeler başka partilere geçince kamu alacağını hatırlaması art niyetli bir girişimdir.
Bir de bu çifte standartçı ve samimiyetsiz girişime bir kılıf olsun diye “efendim, biz SGK borçlarını tahsil edip emekli maaşını iyileştireceğiz” diyerek adeta bir duygu sömürüsü yapıyorlar.
Yahu, emekli maaşını iyileştirecekseniz 1,25 trilyon liralık faiz ödemesinden, 1,65 trilyon TL’lik gelir ve kurumlar vergisi muafiyetinden, 5 tane imtiyazlı holdinge yapılacak 163 milyar liralık garanti ödemesinden veya KKM’a ödediğiniz 1,4 trilyon liradan kesintiler yapın. Bula bula muhalefet partilerinin belediyelerini mi buldunuz?
Yeniden Refah Partisi olarak, iktidar gücüyle muhalefet belediyelerini köstekleyip halkı hizmetsiz bırakma ve belediyelere iş yaptırmama planını kınıyoruz.
Merkez Bankası’nın (MB) 1.778 sanayi kuruluşunda gerçekleştirdiği “İktisadi Yönelim Anketi” sonuçlarına göre, Haziran ayında sanayi üretimi düştü ve imalat sanayii genelinde kapasite kullanım oranı yüzde 75,9’a indi. Sanayide üretim ve kapasite kullanımındaki bu düşüş, bir yılını dolduran yüksek faiz ve baskılanmış düşük kur politikasının negatif etkilerinin hızlandığını gösteriyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Açılan-Kapanan Şirket İstatistiklerine göre, Ocak-Haziran döneminde kurulan şirket sayısı geçen yıla kıyasla yüzde 17,3 azaldı, kapanan şirket sayısı ise yüzde 25,8 arttı.
Neden? Yıllık yüzde 55’lik faiz politikası yüzünden…
Neden bu politika uygulanıyor?
Yıllık 180 milyar dolar kısa vadeli borç ve faiz ödemesi ile yıllık 70 milyar dolarlık cari açığın finansmanı için dövize ihtiyaç var. Ancak üretim ve ihracat olmayınca, bu dövizi yalnızca yüksek faizle çekebiliyorsunuz. Fakat verilerin de gösterdiği gibi, yüksek faiz üretimi, istihdamı, yatırımı ve ticareti durduruyor; ekonominin çarkları dönmüyor. Bütün bunlar, üretim-istihdam-ihracat odaklı Ekonomi yerine borç-faiz-zam-vergi ekonomisinin uygulanmasının sonucudur.
Buradan iktidara sesleniyoruz:
Fındık alım fiyatını 200 TL’nin altında açıklamayın; milyonlarca fındık üreticisini enflasyona ve yabancı şirketlere ezdirmeyin!
Erbakan Hocamız’ın Başbakan olduğu dönemde fındık alım fiyatına yaptığı yüzde ... artışı hatırlayın!
Mevcut Hükümeti eleştiren Başkan Erbakan, açıklamanın ardından il başkanlarıyla toplantısına geçti.