Yeniden Refah Partisi Genel Merkez Ekonomik işler başkanlığı tarafında yapılan yazılı açıklamada:Ülkemizde son 6 ay içerisinde başta döviz kurundaki kontrol edilemeyen artışlar ve şiddetli
dalgalanmalar ve hemen akabinde akaryakıt ve gıda fiyatlarında günbegün yaşanan artışlar artık her
gelir grubundaki bütün vatandaşlarımızı kara kara düşündürmektedir. Vatandaşlarımız bunlarla mücadele ederken, 1 Ocak 2022 tarihinde Enerji Piyasasını Düzenleme Kurumu vatandaşın belini doğrultamaz hale getirmiştir. Elektrik faturalarına “Kademeli Kullanım Tarifesi” adı altında çok ağır zamlar yapılmıştır.Yeni tarifeyle; tüm “Mesken Tek Zamanlı Alçak Gerilim” aboneliklerinde yürürlüğe alınan “Kademeli
Kullanım Tarifesi” uygulamasıyla önce 5 kilovat saatlik günlük ortalama tüketim limiti konulmuş daha
sonra bu kademe 1 Şubat 2022 tarihinde EPDK kararı ile günlük 7 kilovat saate yani aylık 210 kilovat
saate çıkarılmıştır. Türkiye’de bir meskenin ortalama 250 kilovat saat elektrik tükettiği bilindiği halde
Ak Parti iktidarı 1. Kademeyi bilinçli olarak 210 kilovat saatte tutarak herkesi çok daha pahalı elektrik
kullanmaya mahkum etmiştir.Günlük 7 kilovat saate kadar 1. Kademede elektrik fiyatlarına %52 zam, 7 kilovat saatin üstünde
günlük tüketime 2. Kademeye ise %125 zam yapılmıştır. Bu iki kademeye ayrılmış zam yöntemiyle
iktidar sanki 7 kilovat saat üstüne zam yapılacağı algısı oluşturmaya çalışmıştır. Fakat bu yanılgı
uzun sürmemiş ve gerçekler Şubat ayı içerisinde gelen ilk faturayla ortaya çıkmıştır. “Ölümü
gösterilip sıtmaya razı etme” yöntemini kullanan Ak Parti iktidarı vatandaşlarımızı %125 zammı
göstererek %50 zamlı elektrik kullanmaya razı olmaya zorlamaktadır.Meskenlerde kademeli tarifeye geçilmesine rağmen ticarethanelerde kademeli tarife olmadan
doğrudan %50 ile %130 arasında zam yapılmıştır. Dar gelirli milyonların evlerinde kullandıkları
elektriğe yapılan zamların ön planda olmasıyla esnaf ve sanayicilere gelen zamlar gündeme
gelememiştir. Esnaflarımızın ve sanayicilerimizin ekonomik sıkıntılarda kira gideri, asgari ücret, vergi
kalemleri artmışken elektrik faturalarının da bu kadar yüksek gelmesi kepenkleri kapatacak duruma
getirmiştir. Böylece yüzbinlerce insan işsiz kalmakla burun buruna gelmiştir.Enerji olmadan ekonomik faaliyetlerin yapılması, üretim yapılması mümkün değildir. Elektrik
fiyatlarına zam yapılması maliyetleri artırarak üretim yapılmasını zorlaştırmaktadır. Bu süreçte
öncelikle üretim maliyetlerini karşılayamayan üreticiler üretimini kısacak ve Türkiye ekonomisinin
büyüme hızı yavaşlayacak ve işsizlik problemi daha da derinleşecektir. Artan maliyetlere bir şekilde dayanabilen üreticiler ise elektrik zamlarını doğrudan ürün fiyatlarına yansıtacaklardır. Böylece enflasyon 2022 yılında da yüksek seyretmeye devam edecektir. Artmaya devam eden enflasyon karşısında alım gücü yeterli maaş zamlarıyla arttırılmayan tüketiciler alışverişi azaltacak ve buna bağlı olarak ürününü satamayan üreticiler mecburen kısa vadede üretimi
kısacaklardır. Ve yine Türkiye’nin büyüme hızı azalacak ve işsizlik tavan yapacaktır. Sonuç olarak, elektrik zamları domino etkisiyle tüm ülke ekonomisini etkileyecek, makroekonomik göstergelerin tamamı kötüleşecek ve yakın gelecekte süreç içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.Bu yaşananlar karşısında Ak Parti iktidarı ise tüm bu olumsuzlukların nedeninin “dış kaynaklı küresel
enerji fiyatlarında yaşanan artış” olduğunu hep bir ağızdan tekrar etmekte ve milletimizi ikna etmeye
çalışmaktadır. Halbuki işin gerçeği çok açık ve nettir. 20 yıldır ülkeyi tek başına yöneten Ak Parti
iktidarlarının yanlış politikaları nedeniyle Türkiye ekonomisi halen enerjide dışa bağımlı durumdadır.
Bugün ülkemiz elektrik ihtiyacının %33'ü doğal gaz, %17’sini hidroelektrik %15,6’sını yerli kömür,
%15,2’sini ithal kömür %13,6’sı rüzgâr ve güneş santrallerinden elde etmektedir. Yani, elektrik
ihtiyacımızın neredeyse %50’si ithal edilen kaynaklardan üretilmektedir. Dolayısıyla olası döviz kuru
artışları Türkiye’de elektrik üretim maliyetlerini anında arttırmaktadır.Bu durum 20 yıl önce de Türkiye ekonomisi için büyük bir risk faktörüydü. Fakat 18 yıllık düşük döviz
kuru döneminde Ak Parti iktidarları elektrik üretiminde dışa bağımlılıktan kurtulmak adına gerekli
adımları atmadığı için bugün faturasını millet olarak çok ağır olarak ödemekteyiz. Evet küresel olarak
enerji fiyatları artmaktadır ama aynı zamanda son bir yılda döviz kuru %95 arttığı için elektrik fiyatları
Türkiye’de çok daha fazla artmıştır, neredeyse elektrik lüks olmak üzeredir.Bugün acilen yapılması gereken elektrik zamlarının geri çekilmesidir. 5 imtiyazlı müteahhitte
sağlanan devlet desteğinin kırkta biri acilen 84 milyon vatandaşımıza verilmelidir. Bu zamlar
nedeniyle elektrik faturasını ödemeyen vatandaşlarımızın kesilen elektrikleri bu kış aylarında ciddi
zorluklar oluşturmaktadır. Cihaza bağlı yaşayan vatandaşlarımız da hassasiyetle göz önünde
bulundurulmalıdır. Pahalı elektrik nedeniyle üretimin önünde oluşacak engeller ortadan kaldırılmalı,
“Tarımsal Sulama Tarifeleri” ve “Sanayi Tarifeleri” devlet tarafından desteklenmelidir. Aksi takdirde,
tarımsal üretim dahil olmak üzere önümüzdeki günlerde tüm ekonomik faaliyetlerde azalma
başlayacaktır.Ülkemiz en kısa sürede, savunma sanayisinde millileşme politikasına yöneldiği gibi enerji üretimi
konusunda da millileşme politikasını hayata geçirmeli, su havzalarını koruma altına alarak
hidroelektrik santrallerin üretimine istikrar kazandırmalı, yerli üretim ekipmanlarla güneş ve
rüzgârdan daha çok elektrik elde etme konusunda çalışmaları hızlandırmalıdır. Enerjide dışa
bağımlı kaldıkça sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşılması mümkün değildir.Bir diğer hayati öneme sahip konu ise enerji şirketlerine devredilerek özelleştirilen sektörde denetim
mekanizması daha güçlü olarak çalıştırılmasıdır. Hatırlanacağı üzere Isparta ilimizde yaşanan yoğun
kar yağışı sebebi ile kentin büyük bölümüne 4 gün enerji verilememiş, milletimiz mağdur edilmiştir.
Şehir merkezi 21. yüzyılda orta çağ karanlığına terk edilmiştir. Isparta genelinde yılda ortalama 1.100
elektrik arızası oluşurken yağışın yaşandığı gün 3 Şubat 2022 tarihinde bir günde 12.000 arıza meydana gelmiştir. Bölgenin enerji ihtiyacını karşılayan şirketin alt yapısının ve olası afetlerdeki planlamasının ne kadar zayıf olduğu, denetim mekanizmasının da çalışmadığı ortaya çıkmıştır. Bu yaşananlar karşısında Ak Parti iktidarı sessizliğe bürünmüş bu durumun sorumluları hakkında hiçbir şey yapılmamıştır.Özet olarak;
• EPDK tüm dağıtım şirketlerini şeffaf bir şekilde denetlemeli ve raporları kamuoyuyla paylaşmalıdır.
• Yaşanan maddi manevi mağduriyetler tam olarak telafi edilmelidir.
• Yapılan usulsüzlükler cezalandırılmalı ve tekrarı halinde cezalar katlanmalıdır.
• Elektrik altyapısı sanayileşmiş bir ülkeye yakışır seviyede ve elektrikli taşıt kullanımını destekleyebilecek şekilde güçlendirilmelidir.
• Elektrik üretiminde öncelik ve ağırlık, dışa bağımlılığı artıran ve ithalat faturasını yükselten doğalgaz, ithal kömür ve petrol ürünlerine değil, başta güneş ve rüzgâr olmak üzere yerli üretim ekipmanlarla yenilenebilir kaynaklara verilmelidir.
• Su havzaları koruma altına alınarak hidroelektrik santrallerin elektrik üretimine istikrar kazandırmalıdır.
• Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında mevcut devam eden döviz endeksli uygulamalara derhal son verilmelidir.
• Sanayide, tarımda, ulaşımda ve binalarda enerji verimliliğini sağlamaya dönük teşvik ve adımlar hızla atılmalıdır.Saygılarımızla
Yeniden Refah Partisi
Ekonomik İşler Başkanlığı
dalgalanmalar ve hemen akabinde akaryakıt ve gıda fiyatlarında günbegün yaşanan artışlar artık her
gelir grubundaki bütün vatandaşlarımızı kara kara düşündürmektedir. Vatandaşlarımız bunlarla mücadele ederken, 1 Ocak 2022 tarihinde Enerji Piyasasını Düzenleme Kurumu vatandaşın belini doğrultamaz hale getirmiştir. Elektrik faturalarına “Kademeli Kullanım Tarifesi” adı altında çok ağır zamlar yapılmıştır.Yeni tarifeyle; tüm “Mesken Tek Zamanlı Alçak Gerilim” aboneliklerinde yürürlüğe alınan “Kademeli
Kullanım Tarifesi” uygulamasıyla önce 5 kilovat saatlik günlük ortalama tüketim limiti konulmuş daha
sonra bu kademe 1 Şubat 2022 tarihinde EPDK kararı ile günlük 7 kilovat saate yani aylık 210 kilovat
saate çıkarılmıştır. Türkiye’de bir meskenin ortalama 250 kilovat saat elektrik tükettiği bilindiği halde
Ak Parti iktidarı 1. Kademeyi bilinçli olarak 210 kilovat saatte tutarak herkesi çok daha pahalı elektrik
kullanmaya mahkum etmiştir.Günlük 7 kilovat saate kadar 1. Kademede elektrik fiyatlarına %52 zam, 7 kilovat saatin üstünde
günlük tüketime 2. Kademeye ise %125 zam yapılmıştır. Bu iki kademeye ayrılmış zam yöntemiyle
iktidar sanki 7 kilovat saat üstüne zam yapılacağı algısı oluşturmaya çalışmıştır. Fakat bu yanılgı
uzun sürmemiş ve gerçekler Şubat ayı içerisinde gelen ilk faturayla ortaya çıkmıştır. “Ölümü
gösterilip sıtmaya razı etme” yöntemini kullanan Ak Parti iktidarı vatandaşlarımızı %125 zammı
göstererek %50 zamlı elektrik kullanmaya razı olmaya zorlamaktadır.Meskenlerde kademeli tarifeye geçilmesine rağmen ticarethanelerde kademeli tarife olmadan
doğrudan %50 ile %130 arasında zam yapılmıştır. Dar gelirli milyonların evlerinde kullandıkları
elektriğe yapılan zamların ön planda olmasıyla esnaf ve sanayicilere gelen zamlar gündeme
gelememiştir. Esnaflarımızın ve sanayicilerimizin ekonomik sıkıntılarda kira gideri, asgari ücret, vergi
kalemleri artmışken elektrik faturalarının da bu kadar yüksek gelmesi kepenkleri kapatacak duruma
getirmiştir. Böylece yüzbinlerce insan işsiz kalmakla burun buruna gelmiştir.Enerji olmadan ekonomik faaliyetlerin yapılması, üretim yapılması mümkün değildir. Elektrik
fiyatlarına zam yapılması maliyetleri artırarak üretim yapılmasını zorlaştırmaktadır. Bu süreçte
öncelikle üretim maliyetlerini karşılayamayan üreticiler üretimini kısacak ve Türkiye ekonomisinin
büyüme hızı yavaşlayacak ve işsizlik problemi daha da derinleşecektir. Artan maliyetlere bir şekilde dayanabilen üreticiler ise elektrik zamlarını doğrudan ürün fiyatlarına yansıtacaklardır. Böylece enflasyon 2022 yılında da yüksek seyretmeye devam edecektir. Artmaya devam eden enflasyon karşısında alım gücü yeterli maaş zamlarıyla arttırılmayan tüketiciler alışverişi azaltacak ve buna bağlı olarak ürününü satamayan üreticiler mecburen kısa vadede üretimi
kısacaklardır. Ve yine Türkiye’nin büyüme hızı azalacak ve işsizlik tavan yapacaktır. Sonuç olarak, elektrik zamları domino etkisiyle tüm ülke ekonomisini etkileyecek, makroekonomik göstergelerin tamamı kötüleşecek ve yakın gelecekte süreç içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.Bu yaşananlar karşısında Ak Parti iktidarı ise tüm bu olumsuzlukların nedeninin “dış kaynaklı küresel
enerji fiyatlarında yaşanan artış” olduğunu hep bir ağızdan tekrar etmekte ve milletimizi ikna etmeye
çalışmaktadır. Halbuki işin gerçeği çok açık ve nettir. 20 yıldır ülkeyi tek başına yöneten Ak Parti
iktidarlarının yanlış politikaları nedeniyle Türkiye ekonomisi halen enerjide dışa bağımlı durumdadır.
Bugün ülkemiz elektrik ihtiyacının %33'ü doğal gaz, %17’sini hidroelektrik %15,6’sını yerli kömür,
%15,2’sini ithal kömür %13,6’sı rüzgâr ve güneş santrallerinden elde etmektedir. Yani, elektrik
ihtiyacımızın neredeyse %50’si ithal edilen kaynaklardan üretilmektedir. Dolayısıyla olası döviz kuru
artışları Türkiye’de elektrik üretim maliyetlerini anında arttırmaktadır.Bu durum 20 yıl önce de Türkiye ekonomisi için büyük bir risk faktörüydü. Fakat 18 yıllık düşük döviz
kuru döneminde Ak Parti iktidarları elektrik üretiminde dışa bağımlılıktan kurtulmak adına gerekli
adımları atmadığı için bugün faturasını millet olarak çok ağır olarak ödemekteyiz. Evet küresel olarak
enerji fiyatları artmaktadır ama aynı zamanda son bir yılda döviz kuru %95 arttığı için elektrik fiyatları
Türkiye’de çok daha fazla artmıştır, neredeyse elektrik lüks olmak üzeredir.Bugün acilen yapılması gereken elektrik zamlarının geri çekilmesidir. 5 imtiyazlı müteahhitte
sağlanan devlet desteğinin kırkta biri acilen 84 milyon vatandaşımıza verilmelidir. Bu zamlar
nedeniyle elektrik faturasını ödemeyen vatandaşlarımızın kesilen elektrikleri bu kış aylarında ciddi
zorluklar oluşturmaktadır. Cihaza bağlı yaşayan vatandaşlarımız da hassasiyetle göz önünde
bulundurulmalıdır. Pahalı elektrik nedeniyle üretimin önünde oluşacak engeller ortadan kaldırılmalı,
“Tarımsal Sulama Tarifeleri” ve “Sanayi Tarifeleri” devlet tarafından desteklenmelidir. Aksi takdirde,
tarımsal üretim dahil olmak üzere önümüzdeki günlerde tüm ekonomik faaliyetlerde azalma
başlayacaktır.Ülkemiz en kısa sürede, savunma sanayisinde millileşme politikasına yöneldiği gibi enerji üretimi
konusunda da millileşme politikasını hayata geçirmeli, su havzalarını koruma altına alarak
hidroelektrik santrallerin üretimine istikrar kazandırmalı, yerli üretim ekipmanlarla güneş ve
rüzgârdan daha çok elektrik elde etme konusunda çalışmaları hızlandırmalıdır. Enerjide dışa
bağımlı kaldıkça sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşılması mümkün değildir.Bir diğer hayati öneme sahip konu ise enerji şirketlerine devredilerek özelleştirilen sektörde denetim
mekanizması daha güçlü olarak çalıştırılmasıdır. Hatırlanacağı üzere Isparta ilimizde yaşanan yoğun
kar yağışı sebebi ile kentin büyük bölümüne 4 gün enerji verilememiş, milletimiz mağdur edilmiştir.
Şehir merkezi 21. yüzyılda orta çağ karanlığına terk edilmiştir. Isparta genelinde yılda ortalama 1.100
elektrik arızası oluşurken yağışın yaşandığı gün 3 Şubat 2022 tarihinde bir günde 12.000 arıza meydana gelmiştir. Bölgenin enerji ihtiyacını karşılayan şirketin alt yapısının ve olası afetlerdeki planlamasının ne kadar zayıf olduğu, denetim mekanizmasının da çalışmadığı ortaya çıkmıştır. Bu yaşananlar karşısında Ak Parti iktidarı sessizliğe bürünmüş bu durumun sorumluları hakkında hiçbir şey yapılmamıştır.Özet olarak;
• EPDK tüm dağıtım şirketlerini şeffaf bir şekilde denetlemeli ve raporları kamuoyuyla paylaşmalıdır.
• Yaşanan maddi manevi mağduriyetler tam olarak telafi edilmelidir.
• Yapılan usulsüzlükler cezalandırılmalı ve tekrarı halinde cezalar katlanmalıdır.
• Elektrik altyapısı sanayileşmiş bir ülkeye yakışır seviyede ve elektrikli taşıt kullanımını destekleyebilecek şekilde güçlendirilmelidir.
• Elektrik üretiminde öncelik ve ağırlık, dışa bağımlılığı artıran ve ithalat faturasını yükselten doğalgaz, ithal kömür ve petrol ürünlerine değil, başta güneş ve rüzgâr olmak üzere yerli üretim ekipmanlarla yenilenebilir kaynaklara verilmelidir.
• Su havzaları koruma altına alınarak hidroelektrik santrallerin elektrik üretimine istikrar kazandırmalıdır.
• Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında mevcut devam eden döviz endeksli uygulamalara derhal son verilmelidir.
• Sanayide, tarımda, ulaşımda ve binalarda enerji verimliliğini sağlamaya dönük teşvik ve adımlar hızla atılmalıdır.Saygılarımızla
Yeniden Refah Partisi
Ekonomik İşler Başkanlığı