Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid el Nayhan'ı geçtiğimiz günlerde bir dizi anlaşma için Türkiye'ye gelmişti. İktidar yakın medyada Nayhan'ın büyük miktarda döviz getireceği ön plana çıkarıldı.
Öte yandan 15 Temmuz Darbe Girişimini finanse etmekle suçlanan BAE ile ilişikilerin TL'nin döviz karşısında değer kaybettiği zamanda gerçekleşmesi dikkat çekti. Yaklaşık 10 yıldır anlaşmazlık yaşan iki ülke arasındaki buzlar 10 milyar dolar yatırım sözünün verilmesiyle eridi. Söz konusu yatırım sözü ile birlikte dövizdeki yükselişe nasıl bir etki olur sorusu da gündeme geldi.
DW Türkçe'den Değer Akal' a konuşan Avrupa Komşuluk Konseyi (ENC) Direktörü Samuel Doveri Versterbye, "BAE'nin gerçek niyeti ve yapacakları konusunda ihtiyatlı olurdum" diyerek "Erdoğan, BAE ile, geçmişte Katar ve Çin ile yaptığı gibi swap anlaşmaları yoluyla kısa vadeli çözüm bulmak isteyebilir. Yani kimi ülkeler, makul ticari nedenlere dayanmaksızın, salt jeopolitik gerekçelerle swap anlaşmaları yoluyla, Türkiye ekonomisine nakit akıtıyor. En son Katar bunu 2018'de yaptığında TL yüzde 6 değer kazandı. Ama BAE ile Türkiye yakın geçmişe kadar öyle pek de dostane bir ilişki içerisinde hiç olmadı. Şayet BAE ile bu olacaksa bu TL'yi bir nebze arttırabilir. Ama uygulanan tüm politikalar ve Erdoğan'ın izlemekte ısrar ettiği çizgi ne yazık ki iyimser olabilmemize imkan sağlamıyor" ifadelerini kullandı.
“BAE'NİN TAAHHÜDÜ UZUN VADELİ”Ekonomist Timothy Ash, yaptığı değerlendirmede, BAE hamlesinin ekonomideki sorunlara çözüm olamayacağını belirterek, "Erdoğan'ın asıl ihtiyaç duyduğu nakit para. Merkez Bankası'na girecek dövize ihtiyacı var. BAE'nin yaptığı ise uzun vadeli yatırım taahhüdü. Bu rezerv pozisyonu, döviz sorununu ciddi ölçüde çözmeyecek" dedi.Londra merkezli Bluebay Asset Management'ın kıdemli stratejisti olan Timothy Ash, Türkiye ile BAE arasındaki normalleşmeyi olumlu bulduğunu fakat, iki yönetim arasında siyasal İslam, Müslüman Kardeşler, bölgesel politikalar gibi konularda farklılıkların sürdüğüne dikkat çekti.
“RAKİP OLDUKLARI GERÇEĞİNİ DEĞİŞTİRMİYOR”Ash, "Son gelişmeler, iki yönetimin rakip oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Hem BAE, hem de Suudi Arabistan, Erdoğan'a güvenmiyor. Bu nedenle BAE'nin yaptığı aslında oportünizm. TL'ye bakıyor, Türkiye'nin gerçek ekonomik varlıklarının çok ucuz olduğunu görüyor ve kanımca bundan faydalanarak altyapı, enerji gibi değerli ekonomik varlıklarını ucuza kapatmaya çalışıyor" siye konuştu.
“BAE, ERDOĞAN SONRASI İÇİN ADIM ATIYOR”BAE'nin uzun vadeli hesaplarla hareket ediyor olabileceğini söyleyen Ash, "BAE yatırım yaparsa Erdoğan için değil, Türkiye'ye yatırım yapmak mantıklı olduğu için yapar. BAE gayet tabii ki Erdoğan'ın iktidarını sürdürmesini isteyecek bir ülke değil. BAE, aslında Erdoğan sonrası, 2023 sonrasına hazırlık yapma niyetiyle adım atıyor. Ucuz, makul bir yatırım hamlesi" görüşünü ifade etti.
Yeni Çağ
Öte yandan 15 Temmuz Darbe Girişimini finanse etmekle suçlanan BAE ile ilişikilerin TL'nin döviz karşısında değer kaybettiği zamanda gerçekleşmesi dikkat çekti. Yaklaşık 10 yıldır anlaşmazlık yaşan iki ülke arasındaki buzlar 10 milyar dolar yatırım sözünün verilmesiyle eridi. Söz konusu yatırım sözü ile birlikte dövizdeki yükselişe nasıl bir etki olur sorusu da gündeme geldi.
DW Türkçe'den Değer Akal' a konuşan Avrupa Komşuluk Konseyi (ENC) Direktörü Samuel Doveri Versterbye, "BAE'nin gerçek niyeti ve yapacakları konusunda ihtiyatlı olurdum" diyerek "Erdoğan, BAE ile, geçmişte Katar ve Çin ile yaptığı gibi swap anlaşmaları yoluyla kısa vadeli çözüm bulmak isteyebilir. Yani kimi ülkeler, makul ticari nedenlere dayanmaksızın, salt jeopolitik gerekçelerle swap anlaşmaları yoluyla, Türkiye ekonomisine nakit akıtıyor. En son Katar bunu 2018'de yaptığında TL yüzde 6 değer kazandı. Ama BAE ile Türkiye yakın geçmişe kadar öyle pek de dostane bir ilişki içerisinde hiç olmadı. Şayet BAE ile bu olacaksa bu TL'yi bir nebze arttırabilir. Ama uygulanan tüm politikalar ve Erdoğan'ın izlemekte ısrar ettiği çizgi ne yazık ki iyimser olabilmemize imkan sağlamıyor" ifadelerini kullandı.
“BAE'NİN TAAHHÜDÜ UZUN VADELİ”Ekonomist Timothy Ash, yaptığı değerlendirmede, BAE hamlesinin ekonomideki sorunlara çözüm olamayacağını belirterek, "Erdoğan'ın asıl ihtiyaç duyduğu nakit para. Merkez Bankası'na girecek dövize ihtiyacı var. BAE'nin yaptığı ise uzun vadeli yatırım taahhüdü. Bu rezerv pozisyonu, döviz sorununu ciddi ölçüde çözmeyecek" dedi.Londra merkezli Bluebay Asset Management'ın kıdemli stratejisti olan Timothy Ash, Türkiye ile BAE arasındaki normalleşmeyi olumlu bulduğunu fakat, iki yönetim arasında siyasal İslam, Müslüman Kardeşler, bölgesel politikalar gibi konularda farklılıkların sürdüğüne dikkat çekti.
“RAKİP OLDUKLARI GERÇEĞİNİ DEĞİŞTİRMİYOR”Ash, "Son gelişmeler, iki yönetimin rakip oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Hem BAE, hem de Suudi Arabistan, Erdoğan'a güvenmiyor. Bu nedenle BAE'nin yaptığı aslında oportünizm. TL'ye bakıyor, Türkiye'nin gerçek ekonomik varlıklarının çok ucuz olduğunu görüyor ve kanımca bundan faydalanarak altyapı, enerji gibi değerli ekonomik varlıklarını ucuza kapatmaya çalışıyor" siye konuştu.
“BAE, ERDOĞAN SONRASI İÇİN ADIM ATIYOR”BAE'nin uzun vadeli hesaplarla hareket ediyor olabileceğini söyleyen Ash, "BAE yatırım yaparsa Erdoğan için değil, Türkiye'ye yatırım yapmak mantıklı olduğu için yapar. BAE gayet tabii ki Erdoğan'ın iktidarını sürdürmesini isteyecek bir ülke değil. BAE, aslında Erdoğan sonrası, 2023 sonrasına hazırlık yapma niyetiyle adım atıyor. Ucuz, makul bir yatırım hamlesi" görüşünü ifade etti.
Yeni Çağ