Vali Abdullah Erin, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Oktay Ağbuga, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, vali yardımcıları, belediye başkanları, siyasi parti ve kamu kurum temsilcileri, sivil toplum kuruluşları başkanları ile öğrencilerin katıldığı tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Tören, öğrencilerin günün anlam ve önemini belirten şiirler okuması ve Vali Abdullah Erin’in yaptığı konuşmanın ardından sona erdi.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı coşkusunun şehrin genelinde yaşanması amacıyla, Şanlıurfa Valiliği koordinesinde organize edilen kutlama programı ile caddeler, evler ve iş yerleri Türk Bayrakları ile donatıldı. Bayram coşkusu, 29 Ekim günü boyunca il genelinde ses, ışık ve havai fişek gösterileri ile devam edecek.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı coşkusunun şehrin genelinde yaşanması amacıyla, Şanlıurfa Valiliği koordinesinde organize edilen kutlama programı ile caddeler, evler ve iş yerleri Türk Bayrakları ile donatıldı. Bayram coşkusu, 29 Ekim günü boyunca il genelinde ses, ışık ve havai fişek gösterileri ile devam edecek.
Vali Erin, “Milletimiz Tek Yürek, Tek Yumruk ve Tek Ses Olmayı Sürdürecektir”
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreninde bir konuşma yapan Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Cumhuriyetin temelinde milletimizin asaleti, kahramanlığı, yüksek ahlak ve karakteri olduğunu belirterek, tüm Şanlıurfalıların bayramını tebrik etti.
“Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, İstiklal Harbinin zafere ulaşmasında ve devletimizin kurulmasında vazife üstlenen kahraman ecdadımızı da saygı ve şükranla yâd ediyorum.” diyen Vali Erin, konuşmasına şöyle devam etti:
Milletimizin, 1000 yıldır dünyanın üzerinde en çok mücadele yürütülen coğrafyasında, onurlu bir şekilde yaşıyor olmasının bedelini canıyla ödeyerek şehitlik ve gazilik ile şereflenen kahramanlarımızı, rahmet ve şükranla anıyorum.
Çok şükür, bugün de milleti ve ülkesinin geleceği, ezanı, bayrağı ve kutsalları söz konusu olduğunda gözünü kırpmadan şehadete yürüyecek milyonlarca vatan evladımız var. Milletimiz bu konudaki kararlılığını 15 Temmuz hain darbe girişimi başta olmak üzere istiklal ve istikbaline el uzatılan her durumda gösterebilmeyi başarmıştır. Terör örgütleri arkalarındaki devasa desteğe rağmen başarıya ulaşamıyorsa, milletimizin bu kararlılığı ve dirayetli duruşu sayesindedir.
Geçmişte küçük müdahalelerle istikamet belirledikleri Türkiye’nin kendi iradesiyle hareket etmesinden rahatsız olanların sözlerinin ve eylemlerinin bugün için herhangi bir hükmü kalmamıştır. Türkiye, kendi milli güvenliği ve tarihi sorumluluğu söz konusu olduğunda hiç kimseye bakmadan ve hiç kimseden icazet almadan sadece kendi kararı ve imkânlarıyla istediğini yapabilecek güçtedir.
“2200 Yıllık Kesintisiz Devlet Geleneğine Sahibiz”
“Millet olarak, Avrupa’dan Kafkasya’ya kadar çok büyük adaletsizlik ve haksızlıklara maruz kalmamıza rağmen, medeniyetimizin, tarihimizin ve dinimizin emrettiği sınırların dışına bugüne kadar çıkmadık, bundan sonra da çıkmayacağız.” diyen Vali Erin, Aliya İzzetbegoviç’in, “Biz savaşı öldüğümüzde değil, düşmanlarımıza benzediğimizde kaybederiz” sözünü hatırlatarak devam ettiği konuşmasında, şunları dile getirdi:
Biz asla onlar gibi olmayacağız. Biz, kendimiz gibi olmaya devam edeceğiz. Çünkü biz bu sayede 2200 yıllık kesintisiz devlet geleneğine sahip olmayı ve 1400 yıldır tüm insanlığa ve âleme rahmet olarak inen İslam medeniyetinin en güçlü temsilcileri olmayı başarabildik.
Yine bu sayede, dünyada en fazla mücadele yürütülen bu zorlu coğrafyada başı dimdik bir şekilde ayakta kalmayı başarabildik. Bizim felsefemizde, insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı vardır. Bugüne kadar hep insan dedik, öyle demeye de devam edeceğiz. Rabbim bizi adaletten, haktan, vicdanlı olmaktan ayırmasın. Türkiye’nin gücü, tüm farklılıkları aşarak birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde hareket edebilme kabiliyetinden geliyor. Bu nedenle Türkiye’ye saldırmakla hedeflerine ulaşamayanlar, her fırsatta asıl gücümüzü, yani milletimizin birliğini, beraberliğini hedef alıyorlar. Ancak biliyoruz ki bu çabalar artık beyhudedir. Milletimiz o engin irfanıyla, istiklal ve istikbaline yönelik tehditler karşısında tek yürek, tek yumruk ve tek ses olmayı sürdürecektir.
Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünü coşkuyla kutlamaya hazırlandığımız bir dönemde, aynı zamanda 2023 hedeflerine ulaşma kararlılığı içerisinde çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz. Türkiye, demokrasi ve kalkınma mücadelesini, darbe, vesayet ve terörle mücadele gibi birçok engeli aşarak sürdüren bir ülkedir. Bu uzun ve zorlu süreçte karşılaştığımız zorluklar milletimizin inancını zayıflatmamış, tersine azmini güçlendirmiş ve kuvvetlendirmiştir.
Cumhuriyetimizin kuruluşuna varan kurtuluş mücadelesinde kenetlenen, tek yürek, tek yumruk olan milletimiz, bugün de birlik, beraberlik ve kardeşlikle geleceğini inşa etmektedir. Hedeflerimize yaklaştıkça, Türkiye’ye yönelik saldırıların, cephelerin genişlediğini, sayısı ve şiddetinin arttığını hep birlikte gözlemliyoruz. Çok şükür, milletimizden aldığımız güçle bu saldırıların hepsini boşa çıkarmaktayız. Bugün, yirmi sene öncesine göre çok daha güçlü, dirayetli ve çok daha inançlıyız. İnşallah 2023 hedeflerine ulaştığımızda, bölgede ve dünyada yepyeni bir dönemi başlatacağız.
Allah, devletimize ve Cumhuriyetimize zeval vermesin. Milletimizi her daim hür, onurlu ve güçlü kılsın.